11 Ocak 2024 tarihinde dolar/TL kuru 30 lirayı aşarak tarihi zirveyi gördü. Bu gelişme, uzun süredir devam eden kur krizinde bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Dolar kurundaki yükselişin temelinde, Türkiye’nin yüksek enflasyon ve faiz oranları ile karşı karşıya olması yatıyor. Enflasyon, son 20 yılın en yüksek seviyesinde seyrederken, faiz oranları ise yüzde 15’te bulunuyor. Bu durum, Türkiye’nin risk primini artırarak dolar kurunun yükselmesine neden oluyor.
Dolar/TL kurunun 30 lirayı aşması, Türkiye ekonomisi için önemli bir risk olarak değerlendiriliyor. Bu gelişme, başta ihracat ve ithalat olmak üzere birçok alanda maliyetleri artıracak ve enflasyonu daha da yükseltecek. Ayrıca, dolar kurundaki yükseliş, yabancı yatırımcıların Türkiye’den uzaklaşmasına neden olarak ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyecek.
Dolar kurunun 30 lirayı aşması, iktidarın uzun süredir hedeflediği bir gelişmeydi. İktidar, kur korumalı mevduat ve benzeri uygulamalarla dolar kurunun yükselmesini kontrol altına almaya çalışsa da bu çabalar sonuçsuz kaldı.
İktidar, dolar kurunun 30 lirayı aşmasından sonra yeni hedefler belirledi. Bu hedefler arasında, enflasyonun düşürülmesi ve faiz oranlarının düşürülmesi yer alıyor. Ancak, bu hedeflerin ne kadar gerçekçi olduğu tartışmalı.
Ekonomistlerin büyük çoğunluğu, dolar kurunun 30 lirayı aşmasının ardından daha da yükseleceğini tahmin ediyor. Bu tahminler, küresel piyasalarda artan belirsizlik ve Türkiye’nin ekonomik sorunlarının devam etmesi gibi faktörlere dayanıyor.
Dolar kurunun 30 lirayı aşması, Türkiye ekonomisi için önemli bir risk olarak değerlendiriliyor. Bu gelişmenin etkilerini azaltmak için iktidarın, enflasyon ve faiz oranları gibi temel sorunları çözmesi gerekiyor.